15 Haziran 2010 Salı

Takıldığım dağlara kar yağdı şimdi onlara gidemiyorum

Kocaman bi kalbim vardı benim,pembe ojemin içinde sakladığım..
Ne zaman sorsam Tanrı'ya, cevabını alamadığım birde bikaç sorum.

Yaşamanın en tatlı yeri nedir sizce?

Hani şu üzerine kremanın döküldüğü,bir çift kirazın ortaya pıt pıt diye konulduğu dondurma tadında..

Herkes böyle sanmış hayatı.Ne kadar biberler sürülsede ağzımıza o dondurma elbet bizim olucak ve ben koca kaşığımı o kaseye eşşek gibi batırcam diye düşünmüş herkes.

Üzgünüm hepiniz yanıldınız.

Gerçek hayat sadece bi kahve. İster türk kahvesi ister nescafe istersen de alman kahvesi. Bunu sen seçersin.Yaşam standartın anlayacağın.

Geriye kalan ney mi?

Kahveni yudumlarken biraz acı tadın ardından gelen o tatlı tadın veya o tatlı tadın ardından gelen acı tadın sana zevk verdiğini kabul etmek.

Hayat size "al sana mutluluk al sana acı ne kadar da düzenliyim odam toplu herşeyi direk veriyorum" şeklinde sunduğunu sanıyosanız çok yanılmışsınız yine.

Benden size ufak bir sır: Yaşam,hayat,bok çukuru,dünyanın saçma sapan hali v.b. ona ne derseniz deyin ama o şey o kadar tembel ki sizin ağzınıza bi parmak bal çaldığında götünü kaldırıpta kalkıp kaşığı almak yemez.

Boşuna beklerseniz o ağzınızdaki ufacık bal parçası acı tat vermeye başlar.

heeyy! hala mesajı alamadın mı??

Kaşığınızı kendiniz arayın.Sizde o aptal fahişe yaşam gibi tembel olmaktan vazgeçin.Mutluluğu arasından siz seçin.

Hazıra konmaktan vazgeçip bi günde pizzayı dışardan ısmarlamaktansa evde yapmayı deneyin kardeşim! Ne alaka bilmiyorum da bu böyle yani.